Ülkemizde meyve sularının yaygınlaşmasından önce “şerbet” denilen içecekler çok yaygındı. Ramazan sofralarında çeşitli şerbetler özel ibrikler içinde bulunur ve yemekte su yerine şerbet içilirdi.

İstanbul’un simgelerinden bir yaz içeceği

Yaz aylarında hemen her şekerlemeci dükkânında, şerbetler cam kaplara doldurulur, soğuk olması için içine bolca buz ilave edilirdi. Şerbetliklerin dip kısımlarında bulunan musluktan şerbet, bardağa doldurulurdu. Özellikle demirhindi şerbeti Türk evinin temel içeceği olarak, her evin serin kilerinde yer alırdı.

Demirhindi şerbeti, İstanbul’un da simgelerinden biriydi. Yaz aylarında, Beyazıt ve Eminönü meydanlarında seyyar şerbetçiler dolaşır, bellerine doladıkları bardaklarıyla demirhindi şerbeti satarlardı.

Tadı hiçbir içeceğe benzetilemeyecek kadar lezzetli

Ahmet Haşim “tadı hiçbir içeceğe benzetilemeyecek bu güzel kokulu şerbetin bilinmediği memleketlerde yaşayanlara acıdığını” söylemiş, demirhindi şerbetini “Bir memleketi vatan yapan, misli hiçbir yerde bulunmayan bazı tatlar ve kokular, küçük zevkler, küçük neşeler ve küçük saadetlerden biri” olarak nitelemiştir.

Osmanlı İmparatorluğu sınırlarının Hindistan’a kadar uzandığı dönemlerde keşfedilen demirhindi, kısa zamanda Osmanlı Mutfağı’ndaki yerini aldı ve sultanların vazgeçilmez meyvesi oldu. Özellikle demirhindi şerbeti çok ünlüdür.

Bir tas şerbet, bir tas altın

Bir rivayete göre, sıcak bir yaz günü Kanuni Sultan Süleyman yeniçeri ziyareti sırasında susamış ve soğuk bir şerbet istemiş. O dönemde çok yaygın olarak tüketilmeyen bir şerbet olan demirhindi şerbeti, padişaha bir tas içerisinde ikram edilmiş. Kanuni Sultan Süleyman şerbeti o kadar beğenmiş ki tasın içini altınla doldurarak şerbeti yapanı ödüllendirmiş. Daha sonra da bu olay bir gelenek haline gelmiş, şerbet yapanlar padişahlar tarafından altınla ödüllendirilmiş. Zaman içerisinde padişah da dahil olmak üzere birçok kişinin beğenisini kazanmış olan demirhindi şerbetinin tüketimi de Osmanlı döneminde yaygınlaşmıştır.

40 derdin devası

Demirhindi şerbetinin orijinal tarifinin ise Fatih Sultan Mehmet’in hocası Akşemseddin’e kadar dayandığı söyleniyor. Genellikle Hindistan’da yetişen demirhindi bitkisi şerbette ana bileşen olarak kullanılmış ve 40 farklı baharat eklenerek lezzetli ve sağlıklı bir şerbet elde edilmiş. Ordugâh kurulup sefer hazırlıkları başlarken kazanlarla kaynatılıp askerlere sabah akşam içirilen demirhindi şerbetinin 40 derdin devası olduğu söylenmiş. Günümüzde üç dört çeşit baharatla da yapılarak içeriği azaltılan şerbetin orijinal tarifinde bulunan baharatlar şöyle:

Demirhindi Şerbetinin Orijinal Tarifnamesi (10lt Su İçin)

1kg demirhindi, 2kg şeker, 25g anason, 5 kök havlıcan, 20g uduhindi, 10 adet hünnap, 5 kök zerdeçal, 10 kök zencefil, 10 adet karanfil, 10 adet kebabiye, 50g rezene, 5 adet tarçın, 5 kök meyan, 5 adet muskat, 50g menengiç, 100g hibiskus, 10 adet kakule, 20g çörekotu, 4 çubuk vanilya, 100g siyah üzüm, 3g safran bitkisi, 5g miski amber, 500ml gülsuyu, 100g kuşburnu, 4g damla sakızı, 2 adet darülfülfül, 8 adet kuru kayısı, 10 adet yenibahar, 15g kişniş tohumu, 50g çiçek ıhlamur, 100g elma kurusu, 25g yasemin çiçeği, 50g böğürtlen kökü, 4 parça loğusa şekeri, 10 adet ardıç tohumu, 20g okaliptüs yaprak, 10 adet Kudüs hurması, 10 adet kırmızı karabiber, 10 adet büyük keçiboynuzu, 15 adet kavrulmuş kahveçekirdeği.

Şifa dolu demirhindi şerbetimiz, Ramazan’da hem daha az susamanıza hem de tüm gün enerjinizi korumanıza yardım edecek. Tarif için sizi şöyle alalım:

Siz de sultanların meyvesi demirhindiyi dunyaninmeyvesi.com‘dan online sipariş edebilirsiniz.